Türbe binası ve mezarlar 1983 yılında özel bir şahıs tarafından onarılmıştır. Girişin alt kısmında çiçek bezemeli fayanslar ile kaplı abdest alma yerleri vardır. Kuzey güney istikametinde uzanan dikdörtgen planlı yapının içerisinde, kuzey doğu tarafında İğneci Baba ve oğluna ait yanyana iki adet sanduka bulunmaktadır. Güney cephesinde yivli bir minber ve çeşitli renk ve desende bezemeli çinilerle kaplı mihrabı bulunmaktadır. Duvarların alt kısımları, süpürgeliklerden itibaren 1 metre çinilerle kaplanmıştır. HİKAYESİ İğneci Baba ile kardeş olan Serçoban, Amasya merkeze bağlı Karasenir Köyü’ne yerleşir. Çobanlık ile geçimini sağlayan, hal ve hareketleri, ibadetinin sadeliği ile tanınır. Bir gün Amasya’da ayakkabıcılıkla geçimini sağlayan ağabeyi İğneci Baba’yı ziyarete gelir. Beraberinde de koyunlarından sağdığı sütü bir mendiline çıkılayıp hediye olarak getirir. Amacı, kendi mendiline koyduğu sütün, mendilden sızmadığını göstermektir. Serçoban mendilini, kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar. Bu sırada İğneci Baba dükkanında bir bayanın ayak ölçüsünü almaktadır. Serçoban, bayanın topuklarını görünce, “ne kadar da güzel” diye aklından geçirdiğinde çiviye asılan mendilden süt yavaş yavaş damlamaya başlar. İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer ama hiç bir şey belli etmez. Bayan ayak ölçünü verip dükkandan ayrılınca, İğneci Baba, kardeşi Serçoban’a “ Keramet dağ başında ermekte değil, keramet burada, çıkındaki sütü damlatmamakta” der.İğneci Baba Türbesi - Amasya