Çemişgezek Kalesi Tunceli

Tunceli şehrinde bulunan Çemişgezek, yöre içerisinde bulunan diğer iskan yerlerinin en eskilerinden biridir. Tağar vadisinin çöküntülerle genişleyen bir yerinde kayalık arazide kurulan kasaba, bugünkü düşünüşle iyi bir yerde olmamakla birlikte sularının bolluğu ve yakın etrafı ile göz önünde bulundurulduğunda sahip olduğu randımanlı toprakları ve özellikle müdafaaya elverişli vaziyeti ile daha önceki insanlar için en uygun yerleşme yerlerinden biri olara dikkat çekmektedir. Çemişgezek etrafında yerleşim tarihi bir takım kaynaklara göre M.Ö. 6000'lere dayanmaktadır. Koşay tarafından 1968-1970 seneleri arasında yapılan Pulur kazıları neticeninde; Çemişgezek ve etrafındaki yerleşimin bu kadar eskiye dayandığı ortaya konulmuştur. Çmişgezek etrafında pek çok kavimin yaşadığını ve bu kavimlerle yakın kavimlerle ara ara savaştıkları ve Çemişgezek'in daimi olarak değişik kavimlere hane sahipliği yaptığı tarihi kaynaklarca ortaya konulmuştur. Subarlar, Hititler, Urartular, Medler, Romalılar, Kapadokya Krallığı, Partlar ve Mekedonya Krallığı dönem dönem yöreyi ellerinde tutmuşlardır. Çubuk bey döneminde Çemişgezek Kalesi ve Hanzit denilen Harput, Palu ve Genç Kaleleri, Philarestos'un elinden alınarak Şimşat'ın da bulunduğu yöre Türk iskanına açılmıştır. İnbi Bibi Çemişgezek Kalesi'nin Anadolu Selçuklular tarafından 1226 seneninde fethedilmesini naklederken "metin bir kale içinde bir şehir"den söz etmektedir. Çaldıran zaferi 1526 sonrası kaza nihayet Osmanlı hakimiyetini tanımıştır. Cumhuriyet öncesinde Çemişgezek konusunda tahrir defterleri incelendiğinde, Çemişgezek etrafındaki yerleşimlerden çok nüfus barındırması, cami-i kebir, medrese, kasaphane, meyhane, boyahane gibi "sınai, ticari ve sosyal" tesislerin bulunması bakımından XVI. yy. ölçüleriyle şehir özelliği taşımaktadır. Ancak, arazi özelliklerinin ekonomik faaliyetleri sınırlandırması hasebiyle nüfus belirli bir büyüklükte hudutlu kalmışlardır.